DOLAR

36,6702$% 0.17

EURO

40,0429% 0.55

STERLİN

47,5218£% 0.2

GRAM ALTIN

3.534,46%0,48

ÇEYREK ALTIN

5.766,00%-0,03

BİTCOİN

3060709฿%0.64784

Konya AÇIK 20°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Saygı Kavramı ve Demokraside Saygının Önemi

Bana göre insan hayatında en önemli duygu SAYGI dır. SAYGI nın kendine özgü kriterleri vardır. SEVGİ daha izafi olabilir, daha romantiktir, daha değişkendir ama, SAYGI daha kalıcıdır ve öyle de olmalıdır.

 

Kişilerin önce kendilerine saygısı olması gerekir.

Kendisine saygısı olmayan kişinin başkalarına saygısı da samimi olamayacağı gibi , bu kişinin başkalarından saygı beklemeye de hakkı olmaz.

Göstermelik saygı değersizdir.

 

Belli bir yaşa gelmiş ve de özellikle tahsilli ise bir kişinin bir inancı , düşünceleri ve hatta  fikri olması , hayat felsefesi ve ilkelere sahip olması esastır. Yetişkin bir kişiden beklenen budur.

Kişi, bir şeye inanıyorsa, bir fikri varsa ki olmaması esasen büyük eksikliktir, kişi kendi düşüncelerine, inancına, fikrine saygı duymalıdır.

Kişinin kendisine saygısı da esasen bu demektir.

 

Demokratik bir ülkede  milli iradenin temsilcilerinden de asgari beklenen bu saygıdır. Bir milletvekili öncelikle kendisine , çevresine, seçmenine saygılı olan, topluma örnek olacak hür iradeye sahip  bir kişi olmalıdır. O zaman o kişide liyâkat vardır. O zaman o kişinin temsil ettiği makam da saygınlık kazanacaktır. Milletvekili farik ve mümeyyiz olmalıdır , yâni milli irade adına doğruyu fark eden ve ayırdını gösteren kişidir.

 

Bugün,600 milletvekilinden oluşan TBMM ‘ye bakınca , iktidar partisi milletvekillerini sadece muhalefetin her öneri ve teklifine olumsuz yönde oy kullanmak için el kaldıran, kendi partilerinin her teklifine ve torba yasalara olumlu yönde oy veren, sanki muhalefet ile hiç uzlaşmadan, muhalefetle inatlaşmayı görev bilen bir zihniyete sahip kişilerden oluşan bir tablo gibi görüyoruz.

 

Bu nasıl demokrasi ? diyeceksiniz. Hâlbuki burada sorun demokraside değildir. Türkiye’de

sadece Sandık Demokrasisi uygulanmaktadır. Sandık Demokrasisi demek, demokrasiyi sadece sandıktan çıkan sonuçlar şeklinde algılamaktır.

Hâlbuki demokrasi  eşitlikler rejimidir. Özgürlükler rejimidir. Azınlık haklarının korunduğu ve temsiline önem verildiği bir rejimdir. Demokraside sadece seçim sonuçları değil , seçime hangi  şartlarda ve nasıl gidildiği de önemlidir.

 

Hep söylemiş ve yazmışımdır ki , DEMOKRASİ ancak demokrasi kültürünü ve bilincini kavramış ülkelerde gelişir ve sonuç verir.

Okuma yazma oranı ve eğitimi düşük toplumlarda, feodalitenin kaybolmamış olduğu toplumlarda ve kişi saygınlık ve onurunun yerleşip oturmamış olduğu toplumlarda demokrasi  insan hak ve hürriyetlerinin korunması için yeterli olmamaktadır.

 

Bir örnek olarak , Sayın Cumhurbaşkanı  diyor ki ,

“ İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını beğenmiyorum ve tanımıyorum “ akabinde , ANAYASA MAHKEMESİ’nin , kendisinin uygun bulmadığı kararlarını beğenmiyor ve uygulatmıyor , hemen bunun akabinde  “DANIŞTAY KARARLARI hoşuma gitmiyor” demeye başlıyor.

 

Bu durumda en azından AKP nin HUKUKÇU  Milletvekillerinin , bakanlarının hepsi veya en azından bir kısmı veya bir iki kişisinin “ Sayın Cumhurbaşkanım , hukuk devletlerinde böyle bir söylem olmaz , Yargının bağımsız olması gerekir, Yargı kararlarının beğenilip beğenilmemesi diye bir şey söz konusu olamaz, Yargı kararlarını beğenmediğimiz zaman tenkitlerimizi bildirme hakkı olmakla beraber ve bundan ayrık  yargı kararlarına saygı duymak gerekir, aksi takdirde demokrasiden de söz edilemez, biz daha Üniversitede hukuk fakültesinde birinci sınıfta bunu okuduk “ demeleri gerekmez mi ?

 

Şayet, bir hukukçu milletvekili kendi okuduğu, meslek edindiği , inandığı bir ülküye , hukuka SAYGI duymayacak ise, kendisine olan saygısını yitirmeyecek midir?  Kendisine saygısı olmayan bir kişi nasıl olur da başkasından kendine saygı bekleyebilecektir ?

 

Bir ülkede Milli iradenin bir partinin başkanına bağlı Ferdi iradeler ile yönetilmesi şık mıdır ? demokrasiye ne kadar uygundur?  Böyle bir ülkede demokrasi gelişebilir mi ?  Böyle bir ortamda toplum ancak kutuplaşır, bu da hiç tasvip edilecek bir yönetim tarzı değildir.

 

Demokrasinin var olduğunun söylendiği bir ülkede  o ülkenin ANAYASA sı TOPLUM MUVAFAKAT SÖZLEŞMESİDİR. 1961 Anayasası ile getirilmiş ANAYASA MAHKEMESİ de çıkarılan kanunların Anayasa’ya uygunluğunu denetler.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 153. maddesi

“Anayasa Mahkemesi kararlarının, kesin olduğunu ,Yasama , Yürütme ve Yargı ile İdari makamları, gerçek ve tüzel kişileri bağlar” âmir hükmünü getirir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararlarını  tanımamak ve uygulamamak diye bir şey söz konusu olamaz.

 

Hukukta Normlar Hiyerarşisi denilen sıralamada ,

Anayasa’dan sonra devletin taraf olduğu ve imzaladığı sözleşmeler gelir. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve Kanunlar üçüncü ve dördüncü sıradadır. Bu hiyerarşi Tüzükler, yönetmelikler diye sıralanır.

 

DANIŞTAY ise yine Anayasa’ya göre düzenlenmiş Devlet İdarelerinin karar ve eylemlerini  denetlemek için kurulmuş yüksek mahkemedir. Devlet böylece kendini denetlemeye tabi tutmaktadır.

 

Yargı böylece Demokraside Kuvvetler ayrılığının 3 sac ayağından biri olmaktadır. Bunun için Yargı bağımsız olmalıdır.

 

DEMOKRASİDE , YASAMA, YÜRÜTME ve YARGI’nın  birbirinden müstakil ama birbirine  SAYGI gösteren iletişim ve işleyişine KUVVETLER UYUMU denir.

 

Kuvvetlerin tek bir noktada ve elde toplanarak uyum içinde çalışacağı düşünce ve tezi tamamen demokrasinin ruhuna aykırıdır.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İstiklal Marşı

HIZLI YORUM YAP