35,8609$% 0.2
37,2521€% -0.26
44,5345£% -0.22
3.228,15%0,41
5.230,00%0,19
3606853฿%-1.03607
Geçtiğimiz günlerde atanamayan eski rektörün adı soyadı, normalde unvanları da yazılır yani Prof. Dr.
Ama bir önceki rektör Prof. Dr. Mustafa Şahin’in beyanatında; ‘Maalesef bu arkadaş profesörlük şartlarını yerine getirmemiş, yayınları eksik, dolayısıyla atama kriterlerine uymamış ben sonradan fark ettim ama rektörlük görevim bitmişti yapılacak bir şey yoktu..’
Spor bilimlerinde görevli Doç. Dr. Hüseÿin Aslan basına verdiği beyanatta; ‘Rektör kendi sitesine bakıldığında 6 yılda üniversite, yüksek lisans, doktorayı bitirdiğini belirtmektedir. Bu akademik olarak gerçekleşecek bir durum değildir.. Diplomalarını açıklasın. Transkriptini göstersin. Hatta Avusturya ve Viyana’da okuduğu için Almanca bildiğini kanıtlasın’ ifadelerine yer veriyor.
Sayın Hüseyin Aslan Hocanın bu ifadelerinden sonra aylarca ses çıkmadığı gibi malum rektör (!) tarafından 3 ay açığa alınmıştır. Yine Hüseyin hoca tarafından malum rektör (!) YÖK’e şikayet edilirken, rektör (!) bunun üzerine; ‘vay senmişsin bunu yapan’ diyerek soruşturma açtı.
Profesör unvanı, aynı zamanda da rektörlüğü de tartışılan Metin Aksoy sessiz kalmaya devam etmiştir.
O yüzden bu arkadaşın soruşturulması ve unvanlarının geri alınması gerekir.
Şimdi başa dönelim bu Metin Aksoy yeni atandığında sevinmiştik.
Selçuk Üniversitesi’nin efsane rektörlerinden biri olan Prof. Dr. Halil Cin’den sonra en genç bu göreve gelen isimdi.
Bu arada bende kendisine bir mesaj yazdım tebrik ettim.
Yine eski rektörlerin Prof. Dr. Abdurahman Kutlu’da genç olduğu için umutlu olduklarını belirterek Aksoy’a hayırlı olsun dileklerini ilettiğini bana ifade etmişti.
Bizde yeni atandığı için randevu talebinde bulunduk.
Bu arada Konya’da üniversiteleri teftişe gelen eski Yalova Üniversitesi Rektörü ve YÖK Denetleme Kurulu Üyesi arkadaşım Prof. Dr. Güler Alkan ile birlikte Metin Aksoy’u makamında ziyaret ettik.
Bu ziyaret rektörlük basın birimi tarafından fotoğraflandırılarak üniversite internet sayfasında da yayınlandı.
Buraya kadar her şey güzel..
Bir süre sonra bir randevu talebim daha oldu.
Yanına bir takım belgelerle gittim.
Bende bu arada Spor Bilimlerinde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktayken, 35 yıl boyunca gurur duyduğum ‘Bahçıvanlar Gurubu’ idaresindeki Yeni Meram Gazetesi’nde gönüllü olarak ses getiren röportajlara imza attım.
Kendisine FETÖ soruşturmasından cezaevine giren eski rektörün seçim çalışmalarına dair gayri resmi olarak ikna odaları adı altında dolaşan bir listeyi gösterdim.
Kendisi de inceledi.
Bu listenin başında 50 civarında akademisyenin alt alta isimleri yazılı.
(İsimleri yazılı akademisyenlerin karşısında etki altına alacakları hocaların isimleri yazıyor)
Kimi akademisyene 5, kimisine 10 hoca düşmüş.
Bu listede dikkat çeken önemli bir ayrıntı ise Spor Bilimleri Fakültesinden olduğu tahmin edilen bir akademisyenin adı ve soyadının sadece baş harfleri bulunuyor. Etki edeceği hocaların ise isimleri bulunmazken buraya sadece rakam belirtilmiş.
Nedense bu hocalar kamufle edilmiş.
Metin Aksoy ile uzun bir görüşme yaptık.
Daha sonra Selçuk Üniversitesi’nde pasaportlarına FETO şüphesiyle el konulan ve yurt dışı yasağı getirilen yaklaşık 220 akademisyenin isimlerinin olduğu listeyi kendisine verdim.
Hemen kendi bölümüne bakarak; “Ooooo burada Şaban hocada varmış” dedi.
Bu arada halen açıkta olan Doç. Dr. Hüseyin Aslan sosyal medya hesabından yazmış: “Atanamayan rektör kendi fakültesine gelebilirse eğer onu kapıda ŞABAN’ı karşılar.”
Bence bu satırları okuyan ilgili hoca artık Metin Aksoy’u kapıda değil bacada karşılayacağını tahmin ediyorum.
Yine rektörle o görüşmemizde, Tenis Federasyonu Başkan adaylığı sürecimde sayın Cumhurbaşkanımızla olan fotoğraflarımı da göstererek o dönemi anlattım.
Ama içeride değişik bir hava hissettim.
Tüm bu olanların onu ciddi şekilde rahatsız ettiğini anladım.
Bir iki ay sonra bir konu ile ilgili randevu talebinde bulundum.
Daha sonra özel kalemi arayarak randevu talebimi tekrarladım.
Özel kalemin verdiği yanıt aynen şöyle:
“Orhan hocanın benimle görüşmesine gerek yok. Bir durum varsa yardımcılarımla görüşebilir.”
Yani kısacası Metin Aksoy benimle görüşmek istememiş.
Hatta YÖK Denetleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Güler Alkan’ın da randevu talebi karşılık bulmadı. İlginç..
Bu anlattıklarımın üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtikten sonra Viyana’da birisi ortaya çıktı.
Eski diyanet görevlisi veya imamı..
Sanırım Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı görevi sırasında beraber çalışmışlar.
BU KİŞİ NAZMİ EROL.
BU ARKAŞIN İDDİALARI KAN DONDURUCU NİTELİKTE.
METIN AKSOY’U BURADA TANIMAYAN YOK. FETÖ/PDY TEROR ÖRGÜTÜNE YAKIN OLAN DERNEKTE YILLARCA GÖREV YAPTI. NÖBET TUTTU. KURBAN PARASI TOPLADI.
Bunları ben demiyorum. Metin Aksoy’u Viyana’da yakından tanıyan Nazmi Erol söylüyor.
Hatta Nazmi Erol bu söylediklerine şöyle ek yapıyor: “Bu şahıs Viyana Belediyesine İşçi olarak bile giremez.”
Bunları duyunca başımdan kaynar sular döküldü ve taşlar yerine oturdu.
Metin Aksoy’la 3 yıl önce yaptığım o görüşmenin ardından başıma gelmeyen kalmadı.
Selçuk Üniversitesi kurulduğu tarih olan 1975 yılından beri Masa Tenisinde hiç şampiyonluk yaşamamıştı.
Yöneticiliğini ve antrenörlüğünü yaptığım 5 yıl boyunca şahsi arabamla turnuvalara götürdüğüm ve üniversitemize şampiyonluk kazandıran bu pırıl pırıl 3 genci ne tebrik etti, ne makamına kabul etti.
Spor Bilimleri Fakültesinden rektörlüğe kadro çıkartılması için iki kez yazı yazılmasına rağmen rektörlük makamı YÖK’e gerekli talebi bildirmedi ve kadro almam engellendi.
Bunlar yetmezmiş gibi bir de şahsıma soruşturma açıldı.
Şimdi rektörün bana neden randevu vermediği ortaya çıktı.
Görüşmedeki havasının bir anda neden değiştiğini anladım.
Haklıymış.
TERECİYE TERE SATMAYA KALKMIŞIM…
Devam edeceğiz..
Selamlarımla..
Safir’den Mektup Var
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Sayın hocam öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun. Basına büyük katkılar sağlayacağını ve kamuoyunu aydınlatacağın dan hiç şüphem yok. Yazdığın bu yazıda gün yüzüne çıkmayan bilgilere yer vermişsiniz. Şimdiye kadar yazmaya cesaret edemeyen basına da bu yazı bir örnek olsun. Doğruları yazacak yazarlara basının ihtiyacı vardı. Bu açığı kapatacağınızdan hiç şüphem yok. Hatırlı olsun sevgili hocam.
Sayınyazar rektör gittikten sonra yazının çok ehemmiyeti yok. Masal
sen gittin..yalnız metinle ilgili yazılan sonraydı.haklısın kardeş….zatialeninizle işgili utanc dolu yazılar cok önceydi yanlış kayaya carptın yenı gördüm..