36,6115$% 0.06
39,8841€% 0
47,4968£% 0.1
3.509,74%1,69
5.753,00%1,17
2958791฿%-1.27151
Demokratik yönetimlerde Cumhurbaşkanı Devletin de başıdır.
Demokrat yönetimlerde, “Partili Cumhurbaşkanlığı“ da olmaz.
Fakat bugün Türkiye Cumhuriyeti böyle bir siyasi rejimle yönetilmekte ve yine de ülkenin demokrasi ile yönetildiğinden bahsedilmektedir. Zaten TC Anayasası 2. maddede de Türkiye’nin demokrasi ile yönetilen bir Hukuk Devleti, bir Cumhuriyet olduğu değiştirilemez bir hüküm olarak yer almaktadır.
Esas olan Cumhurbaşkanı, tarafsız olmalı, gerektiğinde siyasi güçler ve görüşler arasında ombudsman görevi yapmalıdır.
Devleti tek başına ülke sınırları dışında temsil eden Cumhurbaşkanı aynı zamanda MİLLİ İRADE’nin de temsilcisidir.
MİLLİ İRADE ise, Millet Meclisinde temsil edilen tüm siyasi partilerin seçmenlerinin bütünüdür .
Millet Meclisinde çoğunluğu elde eden parti iktidarı elde eder fakat bu MİLLİ İRADE’nin tek başına temsilcidir, azınlık milli irade değildir denilemez. Demokrasi azınlığa dahi haklar tanımıştır ki, % 51 oy ile seçilmiş dahi olsa Cumhurbaşkanı ve Devlet Başkanı ülkenin diğer yarısını umursamamazlık edemez.
Demokrat bir Başkan, Demokrat bir Cumhurbaşkanı, Demokrat bir Devlet idarecisi mutlaka toplum mutabakatını en iyi, en âdil bir şekilde sağlayabilendir.
Toplum mutabakatı, toplum huzuru demektir.
Toplum mutluluğu bu şekilde sağlanır.
Bu nedenler ile Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KANAL İSTANBUL’u kast ederek “İNADINA İNADINA YAPACAĞIZ” demesini çok garipsiyorum.
Herkes bilmeli ki, demokrasilerde halk ile inatlaşılmaz. İnatlaşmak keyfilik demektir. Keyfiliğin demokrasilerde yeri yoktur.
Ekonomik Çöküş ve Yabancı Paranın Önlenemez Yükselişi