Hanedanlık Zihniyetindeki Türkiye

11

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Nereden geldik, nereye gidiyoruz;

Bizler için; vatan, toprak, cumhuriyet, bayrak vazgeçilmez unsurlardır.

Yıllarca bu unsurları elimizde tutmak, kaybetmemek adına atalarımız kanlarını döktüler, amansızca savaş verdiler.

Gelecek nesillere bu toprakları bırakabilmek adına canlarını düşünmeden feda ettiler.

Atalarımız kanlarını; sığınmacıları buraya toplamak ve topraklarımızın satılması için mi döktü?

Şehit kanları ile sulanmış bu topraklar hangi akla hizmet edip satılıyor? anlamak mümkün değil.

Cumhuriyetimizin kurucusu, merhum M. Kemal ATATÜRK’ten bu yana iktidara gelenler ve muhalefettekiler bu memleketin ekmeğini yedi, suyunu içti.

Halkın seçimi ile makam sahibi olanlar ülkeyi maalesef istenilen refah seviyesine çıkaramadı.

Onlar için halk sadece seçim zamanı oylarını aldıkları, seçim sonrasında ise hiç düşünmeden çiğneyip attıkları bir kitle oldu.

Bugün geldiğimiz durum ise içler acısı..

Tam hanedanlık devri yaşanıyor.

Yavaş yavaş uygulanan eğitimi yok etme çalışması meyvelerini veriyor.

Düşünen insanı yok etmek, eğitimsizlikle başlar. Yanına bir de din sömürüsünü ekleyince tam istedikleri gibi bir halk oluşturmuş olurlar.

Dindar olduğunu sanan ama cahil, düşünemeyen, okumayan, araştırmayan, geçmişini bilmeyen bir toplum oluşturmak, art niyetli siyasilerin her zaman işine gelmiştir.

Herkes kendi gemisini yüzdürme telaşı içerisinde. Birileri makamlarının, birileri de kazanacağı paralar ile hanedanlığını güçlendirme telaşına girişmişken, halkın çektiği sıkıntı kimsenin umurunda değil.

Üretimi desteklemediğiniz, fabrikaları sattığınız sürece bu ülkenin ayağa kalkması da mümkün olmayacaktır.

Tarım ve hayvancılıkta aba altından sopa göstererek ithalata yönelmek akıl alır gibi değil.

Üreticilerimize yapacağınız destek yerine vatandaşın parasını başka ülkelere aktarmak hangi mantığa sığar.

Bir ülkenin en önemli değerleri ‘Eğitim’ ve ‘Hukuk’tur. Bu değerlere siyaseti bulaşırsa hiçbir yere varılamaz. Maalesef bugün ki durumda hem eğitime, hem de hukuka siyaset bulaşmıştır.

Eğitimi ve hukuku mahvoldu. Üretimi bitti. Kapatılan fabrikalar nedeniyle istihdam yok edildi. İmar affı adı altında tarım arazileri acımasızca konutlara çevrilerek çiftçi öldürüldü. Ülke sığınmacı çöplüğüne çevrilerek halkın huzuru kaçtı.

Bu duruma gelmemizde elbette iktidar kadar muhalefette sorumludur.

Emeği geçen herkes bundan sorumludur!