34,7999$% 0.27
36,8294€% -0.07
44,4413£% -0.01
2.942,59%0,29
4.889,00%0,43
3456362฿%0.66754
1665 km2 lik alanıyla Van Gölü’nden sonra ülkemizin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü: Ankara, Konya Aksaray illeri sınırları içindedir. Tuzgölü ve çevresi Türkiye’nin en az yağış alan bölgesidir. Göl tabanında ortalama 12000 km2’lik bir alanda ve 8 cm kalınlığında tuz çökeldiği kabul edildiğinde, gölde kabaca 210 milyon ton tuz varlığından bahsedilebilir. Tuz Gölü Konya Kapalı Havzası’nın önemli bir bileşenidir. Göldeki olumlu ve olumsuz gelişmeler direkt olarak havzayı etkilemektedir.
Birinci derece sit alanıdır,
Özel Çevre Koruma Bölgesidir,
Önemli bir kuş alanıdır.
Tuz Gölü bir Dünya Mirasıdır.
Tuza dayanıklı türler açısından önemli bir “Genetik Rezerv Alanı” dır.
Filamingoların da yaşam alanı olan göl, yer altı suyu akışı ile üzerindeki gözeneklerden
Beslenerek hayatta kalmaktadır.
Ülkemiz tuz ihtiyacının % 40 ı Tekel tarafından kurulan 3 adet tuzla tarafından üretiliyordu. Bu tuzlalar 2006 yılında özelleştirildi. Gölden daha fazla tuz çıkarılması için 2011 yılında ihale yapılarak 10 yeni tesis kurulması için göl parsel parsel bölündü. 1.derece doğal sit alanı olmasına ve 1/50.000 ölçekli planda yeni madencilik faaliyetinin yer almamasına rağmen bu işlem yapıldı. Çevresel Etki Değerlendirme ÇED Olumlu raporları her defasında mahkemelerce iptal edildi. Çevre Mühendisleri Odası davaları sürekli takip etti. Buna rağmen hatalı çalışmaların önü sürekli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca açıldı. Benimde içinde yer aldığım ve emeklisi olduğum Çevre Bakanlığı bu hataları nasıl yaptı hala inanamıyorum.
Tuz Gölünde mevcut 3 tuz üretim tesisine ilave olarak; yanyana planlanan 10 yeni tuzlanın Tuz gölüne ve çevreye etkileri kümülatif olarak değerlendirilmediği görülmektedir. ÇED raporlarında bu bilgiler yer almamaktadır.
İhale öncesinde DSİ 4.Bölge Müdürlüğü önemli bir uyarı yapmıştır.
“Tuz Gölü ve çevresinde gerek yerüstü su kaynakları ve gerekse yer altı su kaynakları açısından su bütçesi göz önüne alındığında, yeni tuzlalar için gerekli su temini ile ilgili tedbirler alınmadan yeni tuzlaların işletilmesi uygun görülmemektedir.”
İhaleler öncesinde Tuz Gölü’ndeki en önemli sorun DSİ’nin vurguladığı gibi su yetersizliği iken; ihaleler sonrasında 10 yeni işletmeye göl parsellendikten sonra en önemli sorun değişmiş yeni firmalarca havuz oluşturmak ve yol yapmak amacıyla göle taşınan hafriyat olmuştur.
Sorunun başlangıcı 2011 yılından itibaren tuz üretiminin özel sektöre devredilmesidir. Yavşan, Kayacık, Kaldırım tuzlalarında tekel tarafından üretimi özelleştirilmiş ve ilave olarak göl içinde 10 yeni üretim izni verilmiştir. Yeni ruhsat sahipleri 6 metre genişliğinde 3 metre yüksekliğinde havuz oluşturup gölün diğer bölgelerinden bu havuza su çekmeleri bütün dengeleri alt üst etmektedir. Bu havuzların oluşumu için göle taşınan hafriyat 2.340.000 m3 tür. Bu hafriyat göldeki gözenekleri kapatarak suyun aşağı yukarı hareketini ve dolayısıyla tuz üretimini düşürecektir. Ayrıca göl yüzeyinin 1 Milyon m2 ye yakın bölümü hafriyatla kapatılmış durumdadır.
Tuz Gölü’ndeki bu uygulama bir an önce sonlandırılmalıdır. Göle taşınan hafriyat temizlenmeli, Göle su taşıyan bütün dere çay ve kanallarda evsel ve endüstriyel atıklar zararsız seviyeye indirilmeli, Tuz Gölü Havzasında kaçak kuyular kapatılmalı, Tarım alanlarından kaynaklanan kirlilik önlenmeli, Çevre Bakanlığı (Özel Çevre Koruma Kurumu) tuz üretimi konusunda titizlenmeli ve tekrar bu tür hatalar yapmamalıdır. Tuz Gölü, Konya Kapalı Havzasında yer aldığından kapalı havzanın sorunları konusunda kader birliği olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
Aksi halde milyonlarca yılda oluşan önemli bir doğal kaynağı elimizle yok ederiz.
Hoşça kalın.
Kim Derdi ki Okullar Hizmetli Yokluğu, Çocuklar Beslenme Sıkıntısı Çekecek Diye?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.