35,8609$% 0.2
37,2521€% -0.26
44,5345£% -0.22
3.228,15%0,41
5.230,00%0,19
3618736฿%-1.20017
Büyük oyun yazarı Shakespeare’in bütün eserlerini okudum.Hepsi de birbirinden muhteşem .Konular çok hârika ve 450 yıl sonra halâ çok güncel.
Fakat, hiçbir eseri bir diğerine tercih gibi değil ama bu eserlerden biri beni çok düşündürmüştür, pek çok arkadaşıma da okumasını önermiş ve kitabını da hediye etmişimdir.
Ve hatta, bu eserdeki bazı tipleri çevremde de bizzat görmüşümdür sanki; zira tarih tekerrür ediyor hep.
Aynı tipler, Aynı sahneler.
Müthiş bir riya var, akıl almaz bir, iki yüzlülük , menfaatperestlik ve de tabir-i âmiyanesi ile yardakçılık ve yalakalık…
Hani deriz ya hep,” insanlık bozuldu”
diye ; ben de bu eseri okuduktan ve bugün ile birebir örtüştüğünü gördükten ve Shakespeare’in bu eseri yaklaşık 440 yıl önce yazdığını bilerek, diyorum ki , sormamız gerekmez mi kendimize; ” İnsanlık ne zaman böyle oldu ve değerlerini yitirdi ? Son 20 yılda mı ? Son 60-70 yılda mı ? 450 yıl önce mi ? yoksa hep böyle mi idi ? ”
Eserin adı ” ATİNALI TİMON ”
Çok özetle ; Timon, Atina’nın en zengin kişisidir.
Tek arzusu kendisini sevdirmek ve zenginliğinin, imkânlarının gücünü göstermektir.Bunun için de konağında devamlı ziyafetler verir, sofrasından bütün Atina zengin ve Aristokratları eksik olmaz, büyük bir ihtişam içindeki bu ziyafetler ve görkemi öyküler şeklinde günlerce anlatılır.
Herkese hediyeler verir, paralar dağıtır, öyle ki Timon tüm Atina’dan
Devletten daha güçlüdür , bir güç sembolüdür Timon.
Timon’un dostları da Timon’a övgüler düzmekte ve sevgi ve saygılarını göstermede, ona biraz daha yakın olmakta birbirleriyle yarışmaktadır.
Her seferinde birbirinden görkemli bu ziyafetler yıllarca devam eder ama bu büyük ihtişam ve ve görkem ve israf da maddi olarak dayanılır gibi değildir, Konağın, başkâhyası Filâvius efendisini bir değil birkaç değil artık sık sık ikaz eder ve bütçeyi açıklarsa da Timon bu ikazları hiç dinlemez ve tersler başkâhyayı, önemli olanın para değil insanın dostları olduğunu , dostluğun üzerine hiçbir şey olamıyacağını söyler.
Fakat, korkunç son kaçınılmazdır,
Elde avuçta bir şey kalmamış, alacaklılar kapıya dayanmış, kâbus gibi günler yaşanmaya başlamıştır.
Timon bu günlerin atlatılacağına inanmakta ve devamlı çevresinde olan , yıllarca büyük hediyeler ile kendilerine ikrâmda bulunduğu dostlarının bu kötü günülerin atlatılmasında kendisine yardımcı olacaklarına inanmaktadır.
Baş kâhyası Flavius’u bu dostlarına gönderir ve bir müddet için efendisi Timon’a borç para vererek yardımcı olmaları hususunda yardımlarını ister.
Senelerdir Timon’a övgüler düzen bu dostlar istisnasız çeşitli bahaneler gösterir ve hatta bazıları zaten bu israfın sonunun böyle olacağı belli idi şeklinde akıllar verir.
Çok önem verdiği ve kendisini çok sevdiklerine emin olduğu bu Dostlarının beklemediği bu davranışlarına önceleri bir mânâ veremeyen ve büyük bir hayal kırıklığına uğrayan Timon, bir müddet sonra çok ağırına giden ve tüm değer yargılarını ve erdem anlayışını alt üst eden bu durumun intikamını almak ister, Flâvius’u tekrar aynı dostlarına gönderir ve efendisi Timon’un çok büyük bir şölene kendilerini davet ettiğini tebliğ eder, esasen efendisi Timon’un asla maddi bir sıkıntısı olmadığını ve olamayacağını, bu mizanseni sadece dostlarını yakından tanımak için organize ettiğini söyler.
Timon’un dostları büyük bir utanç duyarlar, kendi aralarında nasıl bu durumu fark edemediklerinden dolayı hayıflanırlar, bunu telâfi etmek için büyük hediyeler ve binbir
yalanla davete icabet ederler.
Çok büyük bir görkemle hazırlanmış
ziyafet sofrasında yerlerini alırlar, yine müthiş gösterişli altın yemek kapları ve tabakları, üzerlerinde kapakları ile beraber sofrada duruyordur.
Davetliler, binbir özür,mazeret ve övgü sözlerini Timon’a sunduktan sonra yemek faslına geçilir ve tabakların kapakları kaldırılır, konuklar tüm kapların sadece kaynar su ile olduğunu görürler,
İşte o anda Timon, tabakları ve tabaklardaki kaynar suyu konukların suratlarına fırlatır ve ouyunun en meşhur tiradını söyler, hepsine hakaretler ederek bir erdem dersi verir.
Timon, büyük bir nefretle Atina’yı terk eder ve insanlara ve insanlığ kinini kusar…..ve oyun daha devam eder , çok enteresan bir şekilde de sonlanır.
Bu anlattıklarımdan enterese olan bu eseri okusun lütfen,
Ben sizlere şunu soruyorum sadece ,
İnsanlık ne zaman bozuldu ?
Riyâkârlık yer yüzünde ne zaman başladı ?
Milli İrade İle İnatlaşma
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Güncel olanı Atinalı Timon üzerinden yansıtmak ya da Atinalı Timon’un acı öyküsünü günümüz gerçeklerine bağlamak… Gerçek şu ki yeryüzünde varoluşundan beri insanın değişmeyen yanları her çağın tarihsel koşulları içinde farklı görüntülerle, farklı olay örgüleriyle ama hep aynı özü yansıtacak biçimde ortaya çıkmıştır.’Klasik’ dediğimiz yapıtların ortak özelliği de insan doğasının değişmeyen özelliklerini sergilemek değil mi zaten? Ahmet Ergun Bey bu gerçeği “geçmiş – şimdi – gelecek” bağlamında ve yetkin bir anlatımla dile getirerek bir kez daha aklımızın, idrakimizin, vicdanımızın kapısını çalıyor.