36,1169$% 0.17
37,6314€% 0.63
45,0522£% 0.39
3.369,69%0,38
5.587,00%0,16
3497344฿%0.90765
YAZAR olma serüveninizdeki olumlu anlamda kırılma noktası, sizi yazarlık yolculuğunda başarıya götüren şey neydi?
Pandemi ile birlikte herkes gibi benim de hayatım değişti. Dünyayı, yaşamı, dostları, aileyi, akrabaları, geleceği, geçmişi çok irdelemeye başlamıştım. Ölüme bu kadar yakın olduğumuz başka bir zaman olduğunu sanmıyorum. Ölebilirdim ve benden tek bir eser olmayacaktı bu alemde. Ne bir çocuk, ne bir aşk, ne bir kitap, ne bir film. Dergicilikle başlayıp orada bırakmıştım. Tatmin olmayan ruhum pandemide kendimle hesaplaşmamı sağladı. Sonrasında radikal kararı alarak profesyonel yazarlığa geçiş yaptım.
İSTEDİĞİM KIVAMI YAKALAYAMADIM
Yazarlık bağlamında sorarsak, yaşınızın hakkını verdiniz mi yoksa daha fazla eser de olabilir miydi şu ana kadar?
Bu konuda çok ikilem yaşıyorum. Erken başlayıp çok sıradan eserler vermek mi yoksa biraz geç başlayıp her kelimesine kefil olduğum eserler vermek mi? Sayı çok mu önemli? İşte bunu biraz da zaman gösterecek. Bana ayak uydurabilecek bir yayınevi ile yoluma devam ettiğim zaman o açığı kapatabileceğimi biliyorum. Çünkü çekmecelerde ruhumun kopyaları var. Çekmecelerdeki kitaplar yayımlanmayı bekliyor. Üç sene sonra o arayı kapatmış ve çok farklı bir yerde duran Seyfettin Araç görecek okuyucular.
Unutulmuş Topraklar’ı okuyunca insan alt başlığı ‘Babalar ve Oğullar’ olsaydı keşke diyor. Dört yetim ve onların babaları. Böyle bir düşünce geçti mi hiç aklınızdan?
Geçmedi desem yalan olur. Ve fakat isim konusunda biraz narsist tarafım olduğunu kabul ediyorum. Yayınevine her kitabım için dört beş isim önerip birini seçmesini bekliyorum. Fakat bu kitapta editöryel anlamda istediğim kıvamı yakalayamadım. Her şeye kendim karar vermek zorunda hissettim. Bu arada, romanın ilk taslağını yazmaya başladığımda yazdığım ilk iki kelime; Unutulmuş Topraklar idi. Orijinal ismine sadık kalmak istedim. Başka romanlarda özellikle klasiklerde yer alan isimleri kendi romanlarıma koyma durumu biraz şımarıklık ve taklit gibi de olabilirdi.
İYİ BİR KOLEKSİYONERİM
Edebiyatın dışında sanatın hangi dalları ilginizi çekiyor. Plastik sanatlardan, sahne sanatları ya da sinemadan besleniyor musunuz?
Benim için edebiyat tüm sanatların annesi, onların besleyicisi ve onları büyüten en özel kaynak. Edebiyat benim profesyonel alanım. Edebiyat benim amatör alanım da aynı zamanda. Bunun dışında sinema eğitimi aldığım için sinema çok önemli bir yerde benim için. Tiyatro ve resim de öyle. Beslenmek için sanatın her alanını takip eden bir yazarım ben. Bu arada iyi bir koleksiyonerim; gravürler, haritalar ve birinci basım kitaplar topluyorum.
Unutulmuş Topraklar, olayların geçtiği topraklarda çokca konuşulan dillere çevrilecek mi? Böyle bir çalışmanız var mı?
İki teklif oldu, görüşmeler yapmak istediler ama ben biraz beklemek istiyorum. Fransızca ve İngilizce için çalışan, çalışma ekibimin farklı düşünceleri var. Ben de onlara ayak uydurmak istiyorum. Ama her dile çevrilmesini istiyorum elbette. Bu bir yazar için çok büyük onur. Mardin’de geçen bir romanı o coğrafyanın tüm kadim dillerinde okunmasını isterim. Bu büyük haz olur.
EŞİTLİK İÇİN SAVAŞIYORUM
Sizi bir ideolojik cephede görmek isteyenler olabilir. Buna göre beklentiler de olabilir. Böylesi zorlayıcı durumlar karşısında bir entellektüel, bir yazar nasıl bir tavır takınmalı?
Her insanın ideolojisi, fikri, sav’ı farklı olabilir. Bizi biz yapan, bizi zenginleştiren, güzelleştiren şey tam da budur. Benim durduğum, savunduğum tek ideolojik cephe var, o da halk cephesi. Ben sosyalist ve halkçıyım. İnsanların eşit koşullarda yaşama savunucusuyum. Eşitlik için savaşıyorum. Kardeşlik birliktelik için uğraşıyorum. Katıldığım, davet edildiğim tüm konferanslar ve kurullarda aynı şeyi söylüyorum; Biz aydınlar bu ülkenin mumlarıyız. Etrafımızı aydınlatırken biraz yanacağız.
Özkan Saçkan’la Günün Kitapları
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.