38,9183$% 0.11
44,0525€% -0.09
52,4710£% 0.4
4.118,86%-0,57
6.759,00%-0,90
4334624฿%3.19517
19 Mayıs 2025 Pazartesi
Siyaset Her Yeri Sardı, Çözüm Gerçek Demokrasi
Cumhuriyet-Demokrasi- Hukuk Devleti Tek Bayrak- Tek Millet
10 Kasım ve Kasımpatı Kokuları
SAĞLIKLI YAŞAMAK SAĞLIKLI YAŞLANMAK
19 MAYIS
Orta Asya'dan Dünyaya: Türklerin İz Bırakan Yolculuğu
Sayın Mustafa Özkafa Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
Hepimiz barınaktaki idari binayı gönüllü olarak yaptıran sayın başkanın , göreve başlamasını , heyecanla bekliyorduk.
Her şey beklediğimiz gibi oldu.
Türkiye’nin ilk valilik protokolü, Sayın başkanın öncülüğünde Valimiz Sayın Ahmet Kayhan’ın odasında 3 ilçe belediye başkanının itiraz etmesine fırsat verilmeden imzalandı.
Her şey gönlümüze göre işlerken , hazır pelet mama sırası gelen Karatay Belediyesi’nin vet. hekimi tarafından , ucuza yapılsın diyerek, veteriner fakültesinin hazırladığı rasyon dışında yapıldı. Köpekler bunu yiyemediler ve konuyu valiliğe aksettirdik. Ucuza kaçan veteriner hekim, iki kez yaptırılan mama ile belediyeyi zora soktu.
ONUN İÇİN HER ZAMAN SAVUNDUĞUM CÜMLEYİ TEKRAR EDECEĞİM.
ÇOCUĞU SEVMEYEN ÖĞRETMEN,
İNSANI SEVMEYEN DOKTOR,
HAYVANI SEVMEYEN VETERİNER HEKİM OLMASIN.
Sayın Valimiz Ahmet Kayhan’ın makamına Sayın Osman Aydın valimiz atandı.
Randevu istedik. Hemen dönüş yapıldı ve Sayın Valimiz Osman Aydın’a , belediyelerle işbirliğimizi anlattık. Ayrıca o dönem hayvanlar üzerinde deney nedeniyle, veteriner fakültesi ile ilişkilerimiz oldukça soğuk ilerliyordu. Ama bu olumsuzlukları asla basına yansıtmadan , dekanlık ile çözüyorduk.
Selçuk Üniversitesi rektörü ile görüşerek , bir türlü açtıramadığımız acil için bir araya gelerek, bu çok önemli sorun için rektörden yardım isteyecektik.
Ne yazık ki Rektör bey , randevu talebimize bir türlü dönüş yapmıyordu.
Bu konuyu Sayın valimize ilettim, yardım istedim.
Sayın valim hemen rektör beyi arayarak, randevuyu aldı.
Sayın Osman Aydın , barınağı ziyarete geldi. İl Hayvan Hakları Kuruluna başkanlık etti ve hep canlarımızın lehine karar çıkarılmasını, sağladı.
Fakülte acili bizim için çok önemliydi.
Tam 5 yıl boyunca bakanlık tarafından derneğe tahsis edilen aracımızla ; gece yarısı trafik kazası geçiren, doğuramayan, zehirlenen köpekleri, kedileri, veteriner kliniği olan SEMPATİ VETERİNER KLİNİĞİ SAHİBİ SAYIN CEYDA KURTASLAN ‘a götürüyor, ilk yardımı ondan alıyor , sonra sabah acil olmayanları barınak hekimine , durumu ağır olanları protokol gereği veteriner fakültesine bırakıyorduk.
Hayvan sayısı artmadan 250- 500 köpeğin iğneleri, parazit ve kuduz aşıları , VETERİNER HEKİM DENİZ MADEN tarafından yapılıyordu.
Protokol yapıldıktan sonra Veteriner Fakültesi’nden, belediyenin otobüsleri ile getirilen 50 öğrenci , her üç ayda bir parazit, yılda bir kez de kuduz aşılarını, barınaktaki 2000-2500 köpeğe yapıyorlardı.
Mezun olurken belki elini köpeğe sürmek , aşı yapmak olanağı olmayan öğrenciler de barınak sayesinde uygulama yapıyorlardı.
Ayrıca hafta sonları intör öğrenciler , hasta köpeklerimizi tedavi edip, barınak hekimine yardımcı oluyorlardı. Yemek arası dinlenirken , sazları ile bizlere müzik ziyafeti çekiyorlardı.
Hayvanlara ; klasik müzik dinletilmesi için sistemin kurulmasını çok istemiştim ama bu yapılmadı.
EN BÜYÜK MUTLULUĞUMUZ İSE YILDA 1000 KÖPEK İLE 250 KEDİYİ SAHİPLENDİRİP, SICAK BİR YUVAYA KAVUŞMALARINI SAĞLAMAKTI.
KÖŞE YAZARI OLARAK ÇALIŞTIĞIM YENİ MERAM GAZETESİ, HER CUMARTESİ YARIM SAYFA SAHİPLENDİRMEYİ BEKLEYEN KEDİLERİN VE KÖPEKLERİN RESMİNİ YAYINLIYOR VE BARINAK HEKİMİMİZİN , GÖNÜLLÜ DANIŞMANIMIZ SAYIN MEHMET MADEN ‘İN BİLİMSEL YAZILARI, AYNI SAYFADA YAYINLANIYORDU.
Hem Sayın Valimize, hem de protokol sırasında hiç sorun çıkarmadan gereğini yapan ilçe belediye başkanlarına , şilt vermek istedik.
Valimiz Sayın Osman Aydın ve Selçuklu Belediye başkanı Sayın Adem Esen’e barınakta şilt verdik ve yine ulusal basında yayınlandı ve Veteriner Fakültemiz de’’ Acil’e’’ kavuştu.
Bu arada işçi eğitimine çok önem verdik.
Çalıştığı iş yerinde sorun çıkaran, uyumsuz kim varsa, barınağa atamaya başladılar.
Bunu da yine Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Özkafa İle çözdük.
Artık işçilerimize servis çıkmıştı ve Sayın Mustafa Özkafa başkanım, bizim isteğimizi kırmayarak zor koşullarda çalışan görevlilere, ödül olarak belediye yemek gönderdi.
O DÖNEM, KONYA MEDAŞ MÜDÜRÜ OLAN SAYIN BURHAN ŞAHİN İLE GÖRÜŞTÜM. ANKARA YOLUNDAN İÇERİ YAKLAŞIK 500 m. OLAN BARINAK YOLU VE BARINAĞIN İÇERİSİ DİREKLERLE AYDINLATILDI.
Hangi kapıyı çalsak, kime başvursak , kimse geçiştirmiyordu.
Kediler için yer yapıldı. Dört oda ev gibi döşendi. BÜYÜKŞEHİR Belediyesi Genel Sekreterliği’ne atanan SAYIN HAŞMET OKUR, barınaktaki canlarımızın üzerine pırıl pırıl bir yıldız olarak aktı. Işıl ışıl aydınlandı her yer. Köpeklerimiz için yepyeni kulübeler, kediler için içi minderli minik evler, suluklar, yemlikler, çevrede özellikle sanayi bölgesindeki 1000’in üzerindeki köpekleri kısırlaştırıp , bıraktığımız yerlere, mama ve su bırakılan betondan kaplar levazımda yapılıyor ve köpeklerimiz geceleri sanayideki güvenliklerle nöbet tutarak yardımcı oluyorlardı.
Sayın Osman Aydın valimizden sonra , Konya Valiliği’ne atanan Sayın Aydın Nezih Doğan döneminde Vet Fak Dekanı ile sohbet ederken, Avrupa’dan gelen ve Veteriner Fakültesi ile iletişim içinde olmayı hedefleyen ekibin, kesim evinde gördüğü manzaradan çok kötü etkilendiklerini anlattı.
Olay şöyle gelişiyor; kesimevinde, ekibin önünde bacağından asılan inek, ip kopunca yere düşüyor. Bacağı kırılan inek öteki bacağı ile asılıyor kesim gerçekleşiyor, ancak karnı yarılınca içinden yavrusu düşüyor! Avrupalılar büyük bir düş kırıklığı içinde ayrılıyorlar.
Ertesi gün hemen vali bey ile görüşmeye gittim. Kendisine olayı anlattım.
-Gerçek mi? Diye şüphe ile bana baktı. Veteriner Fakültesi dekanından öğrenebileceğini söyledim.
Vali bey, Kesimevine yeterince ultrason aldırmış.
Aynı olayı Konya Valisi Sayın Ahmet Kayhan zamanında da yaşadım. Bana ihbar geldi. Mezbahaların atık kanalında pek çok yavru, kuzu ve dana olduğu söylendi.
Bu İl ve ilçe Tarım Müdürlükleri’nin görevlerini yapmadıklarının göstergesi idi.
O dönem Hürriyet Gazetesi Konya Muhabirini aradım . O bölüme giderek görüntü almasını ve kaseti bana vermesini rica ettim.
Benim bu dernekte en çok dikkat ettiğim şey, olayı düzeltmek ve şov yapmamaktı.
Ancak gereği yapılmaz ise o zaman gazetelere başvurmak gerekir.
Görüntü kasetini , Sayın Valime verdim. Gereği yapıldı.
NOT: Haftaya Tahir Akyürek dönemi ve Sayın Muammer Erol valimizden sonra devletin görev verdiği valilerin hayvanlara bakış açılarındaki inanılmazlıkları, yılkı atları olaylarını aktaracağım.
HATIRLATMA: Anılar yazı dizime bugünkü konunun daha güncel olması nedeniyle 1 hafta ara veriyorum.
Gelecek haftaki yazımda yeniden anıları kaleme almaya devam edeceğim..
MECLİSTEN ÖLÜM RAPORU GİBİ ÇIKARILAN YASAYI, DESTEKLEYENLERE, BU CANLARIN YOK OLMALARINA İZİN VEREN VE İPTAL ETMEYEN YARGIÇLARA, BU CANLARIN ÇIĞLIKLARINA KULAKLARINI KAPATAN HERKESE SESLENİYOR!
YAŞADIĞIM ŞEHRİN İNSANLARI SESİMİ DUYABİLİYOR MUSUNUZ?
Kayalı Park’a bıraktı beni annem ve ‘Büyüdün artık ‘dedi.
Anlamıştım !
Kendi yemeğimi bulmamın, suyumu aramamın zamanı gelmişti.
İnsanları tanımıyordum henüz!
13 yıl önce çöpler aşağı çekilmemişti. Az da olsa bir şeyler buluyordum.
Yaz yavrusu olduğum için Konya’nın ayazından, buzundan, dolu dolu yağan karından habersizdim.
Sürekli Kayalı parktaki camiye giren çıkan amcalarımdan, ağabeylerimden belki bir lokma yemek verirler umuduyla caminin girişinde bekliyordum.
Sadece kuşlara atılan simit kırıntıları ve susamlar vardı.
Açlıktan gözüm kararırken, kuş olup o kırıntıları yemenin hayalini kurardım.
Kış geldi . Aç karnımı nasıl doyururum diye düşünürken, okuldan çıkan çocukların tekme ve ellerindeki taşlarla beni kovalamalarından kaçar oldum. Çok korkmuştum.
Anlayamıyordum?
Neden beni dövüyorlardı? Oysa ben bir köşeye büzülüp sessiz sessiz onlara bakardım!
Zor anlarımda, yanımda annem olsun isterdim ama yoktu!
Ertesi gün aynı çocuklar açlıktan ve kötü beslenmekten dökülen tüylerim ve hiç tüy kalmamış kuyruğumdan tutarak beni parkın ilerisine fırlattılar.
Bir bayan koşarak ve ağlayarak yanıma geldi.
Uyuz olmuş gövdeme, tüysüz kuyruğuma aldırmadan beni kucakladı ve arabasına bindirdi.
Yolda sürekli ağlıyor ve bana sevgi sözcükleri fısıldıyordu.
Arkadaşlarımın seslerinin çok fazla olduğu ve hepsinin ayrı ayrı kafeslerde tutulduğu bir yere geldik.
Dernek başkanı olduğunu söyleyen bayan koşarak yanımıza geldi ve adı Yüksel Erben olduğunu duyduğum kurtarıcımdan beni aldı. Yüksel Hanım da derneğin üyesiymiş.
Yüksel Hanım öykümü anlatınca ; ‘Adını ‘SAFİR’ koyalım ki çok değerli olduğu anlaşılsın. Onu kafese koymayacağım, bahçede bakılsın . ‘dedi, dernek başkanı.
Barınakta büyüdüm, korundum, kollandım, barınağın girişinde bekçi oldum.
Geceleri güvenliğin en büyük yardımcısı idim.
Beni parkta taşlayanlar, sopa ile kovalayanlar pırıl pırıl tüylerime bakarak ısrarla istemeye başladılar.
Ama dernek beni vermedi.
Prostat kanseri oldum. Büyükşehir Belediyesi’nin veterineri Serkan ağabeyim, beni tedavi etti. Bana gösterilen sevgi ile iyi oldum, yaşama tutundum.
Yedi yıl sonra barınakta, kısırlaşma başladı.
Kısırlaştırılan arkadaşlarım ,aşıları yapıldıktan sonra mahallelere bırakıldılar.
İSTEMEDİNİZ ONLARI.
SÜREKLİ BELEDİYELERİ ARAYIP, KOVALADINIZ, HOR GÖRDÜNÜZ.
Hiç aklınıza gelmedi; İsteği dışında bir canlının kısırlaştırılmasının ,Yüce Tanrı’nın işine karışmak olduğu!
Hiç düşünmediniz , gece boyunca bir lokma ekmek için çöpleri karıştırıp tüm Konya ‘yı dolaşmanın bitikliğini.
Hiç vicdan yapmadınız , bu canlar çöpler de aşağı çekilince ne yerler ne içerler diye ?
Hiç merhamet etmediniz .Tanrı’ya ibadet etmek, yakarmak için erken saatte camiye giderken, bir lokma ekmekle , Tanrı’nın yarattığı dilsiz canları doyuralım diye!
Yüce Tanrı isteseydi , bizlerle uğraşanlara gönül yüceliği verir, kalp kapılarını iyiliğe açardı.
Tatmanızı istemedi bu eşsiz duyguyu! Her sabah , her akşam köşe başında, mahzun gözleriyle sizi bekleyen bir canın olmasını!
Sadece gazetelere , köşe yazarlarına ulaşıp bizleri barınağa kapatmayı, sokağınızdan, mahallenizden, kovalamayı düşündünüz.
Hiç sordunuz mu kendinize?
TANRI BÜTÜN HAYVANLARI NEDEN YARATTI ?
SADECE İNEK, KOYUN, TAVUK MU KALSIN ÇEVRENİZDE?
ARI BAL YAPTIĞI, KEKLİK ÖLDÜRME DUYUNUZU, AVLAMA DUYUNUZU GELİŞTİRDİĞİ, DİĞERLERİ DE KARIN DOYURDUĞU İÇİN Mİ SEVİLİYOR?
Kedi, köpek ne için yaratılmış? Hiç düşündünüz mü?
Çocuklarınızın taşladığı, kuyruğundan tutup savurduğu, üzerlerine ispirto döküp yaktığı, büyüklerin de sopalarla kovaladığı aç ve perişan gezen bizlerin neler çektiğini hiç düşündünüz mü?
KISACIK BİR ÖMRÜ; TAŞLANARAK, GAZETELERE MANŞET OLARAK, HORLANARAK, AÇ KALARAK ,YAVRULARIMIZI KÖŞE BUCAK İNSANLARDAN SAKLAYARAK, AZICIK AŞLA SEKİZ YAVRUYU BESLEMEYE ÇALIŞARAK TAMAMLIYORUZ.
SOKAKTA 6 YIL , EVLERDE 8-10 YIL YAŞAYABİLİYORUZ.
TANRI DAHA FAZLA EZİYET GÖRMEMEMİZ İÇİN KISACIK BİR ÖMÜR BİÇMİŞ BİZLERE .
TEK SUÇUMUZ KÖPEK OLARAK DÜNYA’ YA GELMEK .
BEN SAFİR, BARINAĞIN VE KONYA ‘NIN SAHİPSİZ ŞANSLI KÖPEĞİ ARKADAŞLARIM ADINA SİZLERDEN ÖZÜR DİLİYORUM TANRI BİZİ YARATTIĞI İÇİN!
Bir gün erkenden telefonum çaldı. Arayan Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyoloğu Prof. Dr. Sevim Karaaslan idi. Hastane bahçesinde Hayvan Hastanesi’nde 17 ‘ye yakın sağlıklı köpeğin kapatıldığını, bir tanesinin orada yavruladığını ve deney sıralarını beklediklerini iletti.
Durumu hemen İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne ilettim. Hayvan Hastanesi başhekimi Vet . Hekim A. T’yi arayarak olay büyümeden , basına duyurulmadan, aracımızı göndereceğimizi , bu canları bize teslim etmesini istedim.
Telefonu yüzüme kapattı. Olayın artık REKTÖR ile çözüleceğini anladım.
İl Çevre ve Orman Müdürümüz Sayın Mehmet Bilgiç ve Müd.Yard. Sayın Osman Nevres Yılmazlar ile randevu aldığımız , SELÇUK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ SAYIN ABDURRAHMAN KUTLU ziyarete gittik.
Durumu aktardım. Sayın Rektör öncelikle vet .hekimin tavrı nedeniyle hiç unutamadığım bir cümle ile telefon ederek ‘’ Sayın hekim; yüzüne telefonu kapattığınız , her kesimin saygı duyması gereken öğretmen . Kaldı ki bugün kimsenin cesaret edemediği bir dernek ile sahipsiz hayavanlara sahip çıktı. Yarın öğretmenim aracını gönderecek, oradaki 17 köpek teslim edilecek!’’
O an odada sevinçten kuş olup, adeta havalandım.
Sayın Rektörümüz ‘e saygılarımızı arz ederek ayrıldık.
Ertesi gün barınak görevlimiz şu anda aramızda olmayan Sayın Yaşar Kartalkaya ile 17 canı barınağa getirdik ve onlara büyük bir özenle baktık.
Aradan bir iki ay kadar zaman geçti. Barınak sorumlusu Yaşar Kartalkaya bey, beni aradı. Veteriner Yard.Doç. H.G.B isimli hoca barınağa; fakültenin atlar ve büyükbaş hayvanlar için kullandığı araç ile gelerek 16 köpeği götürdüğünü , engel olamadıklarını iletti.
Okul görevim biter bitmez fakülte polikliniğine girdim.
‘’HIRSIZ VAR! HIRSIZ VAR! KÖPEKLERİMİZİ BARINAKTAN HABERSİZ ALDILAR …..! Diye bağırdım. Klinik görevlisi öğretim üyeleri koşarak geldiler.
Onlara; 16 köpeğimizin, belediyeden ve bizden habersiz alındığını , deney yapılacağını , yasak olduğunu, deney hayvanlarının yasa ile belirlendiğini , bu nedenle köpeklerimi almaya geldiğimi ilettim.
Olayı basına duyurmadan çözelim , dedim ve canlarımı alarak barınağa bıraktım.
Canlarımı alan veteriner hekime sadece sitem ettim.
Sayın Ahmet Kayhan valimiz, Hatay ilimizde göreve başladı. Kendisini Hatay Valiliği’ni arayarak , Teşekkür ettim .
Sayın Valim: Ümit öğretmenim, burada böyle bir dernek sanırım yok! Bana bu konuda ulaşan olmadı! Dedi.
2004 Yılında çıkarılan ve tüm derneklerin , büyük bir övgüyle anmaları gereken Çevre Bakanı Sayın Osman Pepe Bakanımdır. 2006 yılında Ankara ‘da 1000’e yakın dernek üyeleri ve doğa severler miting yaptık. Sayın Bakanımız o miting alanına 5199 sayılı kanunun 26166 sayılı yönetmeliğini yetiştirip , hazırlattığı yönetmeliği iletti.
Valimiz; SAYIN ATİLLA OSMAN ÇELEBİOĞLU , ilimizde göreve başladı ve ziyaret ettiğimizde büyük bir ilgi gösterdi
SAYIN ATİLLA OSMAN ÇELEBİOĞLU,KONYA İLİNDE GÖREV YAPTIĞI SÜREDE, YENİ YASAYA GÖRE YILDA 4 KEZ YAPILMASI GEREKEN ‘’İL HAYVAN HAKLARI KURULUNA ‘’ KENDİSİ KATILDI VE BU KURUL BAŞKANLIĞINI, VALİ YARDIMCILARINA BIRAKMADI.
Kendisine , barınağa, Konya Valiliği Çevre Vakfı tarafından görev verilen iki işçinin yanına mutlaka bir veteriner hekim atanması gerektiğini ilettik.
BU İSTEĞİMİZ HEMEN YERİNE GETİRİLDİ VE VETERİNER HEKİM MEHMET BOZKURT ATAMAN ATANDI.
O kadar istekle ve özveri ile çalıştı ki , öylesine yürekten sevdi ki canlarımı; sahibinin barınağa bıraktığı HASKİ cinsi köpeği sahiplendi. Ama ben o köpeğin sahibine geri verilmesini istiyordum . Sahibi barınağa gelince onu bu konuda ikna ettim ve verdim.
Sevgili hekimim sahiplenmek istemiş. Bilgim yoktu.
Gözlerinden yaşlar süzüldü. O olay hala içimden tuttu.
CANIM ATAKAN HEKİMİMDEN BENİ AFFETMESİNİ İSTEDİM.
NOT: HAFTAYA SAYIN VALİMİZ OSMAN AYDIN VE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANIMIZ SAYIN MUSTAFA ÖZKAFA DÖNEMİNDE YAŞANANLARI ANLATACAĞIM.
BU YAZI DİZİSİNİ OKUYANLAR; YÖNETENLERİN, DEVLET TEMSİLCİLERİNİN , OTURDUKLARI MAKAMI YUFKA BİR YÜREKLE Mİ YOKSA KATI VE SEVGİDEN YOKSUN BİR YÜREKLE Mİ DOLDURDUKLARINI, BİRE BİR YAŞAYAN BİR ÖĞRETMENİN KALEMİNDEN OKUYACAKSINIZ.
BU VATAN ; TAŞIYLA , TOPRAĞIYLA ,AĞACIYLA, SUYUYLA, IRMAĞIYLA , DENİZİYLE , GÖLÜYLE, DAĞIYLA ,YAYLASIYLA, KÖYLERİ, KASABALARI, İLÇELERİ, ŞEHİRLERİ, ORMANLARI, HAYVANLARI VE BÖLEMEYECEKLERİ, İNANILMAZ KÜLTÜRLERİ İLE BU TOPRAKLARA CAN VEREN İNSANLARIYLA , BU ÜLKE İÇİN CANINI, KANINI KURTULUŞ SAVAŞINDA GÖZÜNÜ KIRPMADAN VEREN, DÜŞMANI GÖRÜNCE AİLESİNİ, MALINI TOPLAYIP BAŞKA ÜLKELERE KAÇMADAN , YÜREĞİYLE SAVUNAN ŞEHİTLERİN, GAZİLERİN , MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE SİLAH ARKADAŞLARININ EMANETİDİR.
HERKES İLGİLENDİĞİ KONUDA; YILMADAN, KORKMADAN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYARSA
, TÜRK MİLLETİNİ, BU EMANET VATANDA KORKUTAMAZ VE BÖLEMEZLER, BÖLEMEYECEKLER.
NE KİMSEYE VERECEK BİR KARIŞ TOPRAĞIMIZ VAR, NE DE HİÇBİR ÜLKENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ VAR!
ABD, İNGİLTERE, FRANSA GİBİ EMPERYALİST DEVLETLER 100 YIL BOYUNCA GÖRDÜKLERİ RÜYAYI YÜZYILLAR BOYUNCA GÖRMEYE DEVAM EDECEKLER!
HİÇ KUŞKULARI OLMASIN!
ATATÜRK NE DEDİ; YURTTA SULH CİHANDA SULH !
Protokol imzalandı, fakülteye hasta ve yaralı köpekler gönderilmeye başladı. Derneğe ilgi duyanlar yavaş, yavaş katıldılar ve dernek bilinçli, akılcı, bilimle yol almamızı sağlayan kişilerin katılımı ile daha da büyüdü.
Eğitim Fakültesi’nde, öğretim üyesi Sayın Renan ŞEKER ve Sayın Prof. Nurhan ÜNÜSAN öğretim üyelerinin katkıları ile öğrencilere İl ÇEVRE ve ORMAN Md. Yrd. Sayın Osman NEVRES Yılmazlarla birlikte, doğa ve hayvan sevgisi konusunda birkaç yıl sürekli konferans verdik. Öğrencilerin mezun olduklarında atanacakları il ve ilçelerde, devlet kurumları ile ortaklaşa çalışmanın, vatandaşları bu konularda duyarlı kılmaları , bu ülkeyi kanlarıyla canlarıyla bizlere teslim eden Kurtuluş Savaşı şehitlerine , bu ülkeyi bize emanet eden Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarına borçlarını ödemeleri gerektiğini anlattık.
Barınak dolmaya başladı. Belediye başkanlığına başvurduk , ek binalar yapılmaya başlandı.
Sadece 2 işçi çalışıyor ve ilk kapalı barınağın , ara koridorunda, sobanın başında yemek yiyor ve dinleniyorlardı.
Konya’daki bir şirkete giderek bu işçiler için banyosu, tuvaleti, mini mutfağı ve 5 işçi alacak dinlenecekleri odası olan konteynırı aldım ve barınağa getirttim.
Barınakta alan genişleyerek, sayıları gittikçe çoğalarak, canların kalacakları yerler eklendi. İşçi sayısı artarken, konteynır yetmedi ve o dönem Karatay Belediye başkanı olan Sayın Mustafa Özkafa’dan randevu istedim.
İdari binanın yapılmasını üstlenir misiniz , diye sorduk? Hemen kabul etti. İdari binanın temel atma töreni için , Çevre ve Orman Bakanı Sayın İmren Aykut’u Konya ‘ya davet ederek, Türkiye ‘nin ilk Sahipsiz Hayvan Bakımevin ’de yapılacak olan idari binanın temel atma törenine katkısı olsun istedik.
Yeni gelen canların yıkama havuzları, operasyon odası, işçilerin, veteriner hekimlerin odası, sahiplendirme odası ve 12 tane kedilerin tedavileri için odalar ile kaloriferli, halılı, minderli , kediler için de alt katta odaları olan, bahçesinde de minik kedi evlerinin olduğu, açık alana sahip bir binanın projesi de çizildi.
Ankara ‘dan bakanlığı aradık randevu aldık. Sayın Bakanı makamında ziyaret ederek, Türkiye‘nin ilk barınağındaki idari binanın temel atma töreni için Sayın İmren Aykut ‘u Konya ‘ya davet ettik.
Bu arada Sayın Bakana , gönüllü danışmanımız Sayın Mehmet Maden hocamız, barınak projesi için son derece detaylı ve hem hayvan sağlığı hem de insan sağlığı için yapılması gereken her şeyin projesini takdim ederek, bunu ilk kez Konya’da gerçekleştirmeyi teklif etti.
Konya Valisi Sayın Namık Günel Büyükşehir Belediye Başkanı da Sayın Halil Ürün idi.
Sayın Bakan Konya ‘ya geldi ve temel atıldı. Konya Valimiz Sayın Namık Günel barınağı ziyaret ederek çalışmaları denetliyor ve bilgi alıyordu. Bu arada çalıştığım Özel İdeal İlköğretim Okulu’nu da ziyaret etme nezaketini gösterdi. Derneğe üye olan öğretmen arkadaşlarımı ve velileri de kutladı.
Konya halkı bir taraftan barınağı her gün ziyaret ediyor ve sahipsiz canlar sahiplendiriliyordu. İl Çevre ve Orman Müdürlüğü de dernek olarak hazırladığımız broşürleri bastırıp, sahiplenenlerin bilgilendirilmelerine yardımcı oluyordu. Sokağa terk etmemeleri ve bize geri getirmeleri bu broşürde yazılıydı.
O DÖNEMDE KONYA İLİNDE SIK SIK POMPALI TÜFEKLE KÖPEKLER VURULUYORDU.
BEN DE BARINAĞIN İLK KÖPEĞİ KARABAŞ’IN AĞZINDAN KONYA VALİLİĞİNE VE KONYA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NE BİR DİLEKÇE YAZARAK BU KİŞİLERİ ŞİKAYET ETTİM DİLEKÇENİN ALTINA DA ‘’BARINAĞIN İLK KÖPEĞİ KARABAŞ DİYEREK İMZA YERİNE PATİSİNİ BASARAK HEM VALİLİĞE HEM DE KONYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NE BIRAKTIM.
KONYA YENİ MERAM GAZETESİ, Hürriyet VE MİLLİYET GAZETELERİ, MANŞETTEN BU DİLEKÇEYİ VE KARABAŞ’IN RESMİNİ BASTILAR.
Ertesi gün İl Emniyet Müdürü Salih Tuzcu beni aradı :
Karabaş’ın içi rahat olsun, tüm pompalı tüfekleri toplatacağım, dedi.
MEKTUP:
KONYA VALİSİ’NE
KONYA BÜYÜKŞEHİR VE İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARI’NA VE İL EMNİYET MÜDÜRÜ’NE
Ben istemeden annem tarafından sokağımızda dünyaya getirildim.
Annemi de annesi aynı şekilde sizin sokakta dünyaya getirmiş. Gündüzlerim korku içinde , kuyruğumu kulağımı kesen , bana taş atan çocuklardan, sopa ile vuran çocuklardan saklanmakla , gecelerim de yemek arayarak karnını doyurup, bana süt hazırlamakla uğraşan annemi bekleyerek sürdü.
Nihayet zoru başarıp büyüdüm.
Şimdi de bana eziyet eden çocukların babaları; dilekçe verip, beni valiliğe, kaymakamlığa ve ilçe belediyelere şikayet edip , sokaklarından attırmak istiyorlar.
Ben de dilekçe vererek tüm kamuoyunun önünde onları şikayet ediyorum.
DÜNYA YALNIZ SİZİN DEĞİL.
SOKAKLAR YALNIZ SİZİN DEĞİL.
5199 Sayılı yasamız var. Bizim de yaşamaya hakkımız var.
İstenmeyen sokak köpekleri adına
BARINAĞIN EN KIDEMLİ KÖPEĞİ KARABAŞ
ŞANSLI BİR DÖNEMDİ. ÖZELLİKLE VALİLER, YASA ÇIKMADAN DA , BELEDİYE BAŞKANLARI YASA ÇIKMADAN DA BU CANLARA SAHİP ÇIKMAYI GÖREV BİLMİŞLERDİ.
5199 SAYILI YASAYI 26166 SAYILI YÖNETMELİĞİ ÇIKARAN , TÜM EKSİKLERİNE RAĞMEN BU CANLARA SAHİP ÇIKAN ÇEVRE BAKANI SAYIN OSMAN PEPE’Yİ, HEP ŞÜKRANLA ANIYORUZ.
Derneği kurmak, Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Veteriner hekimi Sayın Mehmet Maden’in gönüllü danışmanlığı üstlenmesi ve Konya İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün ekibinin aramıza katılması bize güç verdi ve akıl hocalarımızın desteği ile belediyelerle çatışmadan bu kimsesiz canlara ulaşmayı başarmak için yola çıktık.
Sayın Halil Ürün başkandan barınak için yer istedik.
Sayın başkan , beni ikna ettiniz ama encümeni de ikna etmeniz gerekir dedi, encümeni bizim için toplantıya çağırdı.
Okul çıkışı encümen toplantısına katıldım. Encümen başkanı o dönem büyükşehirde genel sekreter olan ,Sayın Mustafa ÖZKAN idi.
Odaya girdim. Encümen üyelerine , sayın başkan beni tanıttı ve hoş geldiniz dedi.
Tüm üyelerin hepsinin başları eğik , göz ucuyla bana bakıyorlardı.
-Sayın beyefendiler; ben öğretmenim, bu nedenle sınıfta tüm öğrencilerim yüzüme bakmazlarsa ders anlatmam. Sizden de bana bakmanızı ve açıklamalarımı dinlemenizi istiyorum, dedim.
Kendimi, öz geçmişimi anlattım. İnsan sağlığı ve hayvanların bakımı ve sağlıkları, bu dünyanın sadece bize ait olmadığı görüşümü ileterek, bu konuda destek olmalarını istedim.
Ertesi gün Sayın Halil Ürün beni belediyeye davet etti .
-Encümeni ikna etmişsiniz, şimdi isteklerinizi öğrenelim, dedi.
Akıl hocalarımın önerisi ile öncelikle yer belirlenmesini , barınakla ilgili diğer konuların sonra görüşülmesi gerektiğini bildirdim.
Bir hafta sonra Tatlıcak mevkiinde, askeri uçakların tatbikat yapıp, ses bombaları attıkları bir alanı, İl Çevre ve Orman Müdürü Sayın Mehmet Bilgiç ile gittik, gördük.
Belediyeye gittim ve sayın başkana:
Halil bey , gülümsedi ve Ankara yolundan 300m uzaklıktaki, yola çok yakın bir arsayı verdi.
Temel atılacak. Vali yardımcısı ve diğer görevliler gelecek ama törenden yarım saat önce bana bir protokol uzatıldı. Büyükşehir başkan yardımcılarından, Sayın Ahmet Çakıcı’nın odasına davet edildim. Protokolde bina ve alt yapı belediye tarafından yapılacak, elektrik, su giderleri ve diğer harcamalar , barınağın tüm sorumluluğu derneğe verilecek , çalışmalardan belediye ile bilgi akışı sağlanacak.
Derneğin parası yok! İşçi yok! Yeri yok!
Bu imzayı atmazsam temel atılmaz!
Burada yüce yaratana ve Halil Bey’in yufka yüreğine güvenerek imzayı attım, temel atıldı, bina yapıldı.
Konya Valisi Ziyaeddin Akbulut
Çevre Bakanı Ziyaeddin Tokkar
Yiyecek ve yaralı, hasta , bebekli, yaşlı köpekleri toplayacak araç yok!
Açılıştan önce Yönetim Kurulu üyeleri ile Ankara ‘ya bakanı ziyarete gittik, kendisinden yukarıdaki gereksinimler için araç istedik.
Sayın Bakan ; Size araç tahsis edemem , dedi.
Ben de akıl hocalarımın önerisi ile; Siz parayı Konya Büyükşehir Belediyesi’ne verin , şoför ve benzini belediyeye ait olan bir aracı bize tahsis etsinler , dedim.
Sayın bakan gülerek:
-Hocam dersinize iyi çalışmışsınız , diyerek yetkilileri aradı ve talimatı , verdi.
Kısa bir süre sonra bakanlıkta Sayın Faik Küçük beni arayarak aracı aldınız mı? Dedi. Parayı çıkardı ve biz bu araç ile yemekleri, işçileri, yaralı , sorunlu canları hem veteriner fakültesine hem de barınağa taşıdık.
Garnizon Komutanlığı’nı (Kenzi Sunter Paşa görevli idi), Ulaştırma Tabur Komutanlığı’nı ve Hava Üs Komutanlığı’nı yönetim kurulu üyelerimizle ziyaret ederek , askeriyedeki artan ekmekleri ve yemekleri hergün aldık . Hayvanlarda sırf ekmek verilmesi , tek gıda ile beslenmeleri nedeniyle uyuz ve egzama başladı.
Gönüllü Danışmanımız Sayın Mehmet Maden, Beslenme bölümünden Sayın Erdoğan Şeker hocalarımızın önerisi ile fakültemizin beslenme bölümünün hazırladığı mama rasyonuna dönmemizi sağladık.
Sonra yemek, köpek ve işçiler aynı araçla gitmesin isteğimizi; Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na getirilen Sayın Mustafa Özkafa’ya iletince ; İşçilere ücretsiz öğlen yemeği ayrı bir araç ile, İşçiler de minibüs ile görevlerine getirilmeye başlandı.
Sayın Halil Ürün başkan hem görevli iken hem de görevden ayrıldıktan sonra barınağı sık sık ziyaret etti.
TASMA NUMARASI 1 OLAN KÖPEĞİN ADINI KARABAŞ KOYDU VE ONU SAHİPLENDİ.
Bu araç bizlere hiç sorulmadan, tahsis edildiği irdelenmeden , Uğur İbrahim Altay belediye başkanlığı koltuğuna oturur oturmaz geri çekildi.
NE KADAR ŞAŞIRDIĞIMIZI ANLATAMAM !
Sayın Halil Ürün Başkan ile başlayan bu Türkiye’deki ilk örnek çalışma, Sayın Mustafa Özkafa ve Sayın Tahir Akyürek ile devam etti.
İlk barınak serüvenine devam edelim.
NEREYE GİTSEK HANGİ BİRİMDEN YARDIM İSTESEK ANINDA YAPILIYORDU.
Açılışa Çevre Bakanı Sayın Ziyaeddin Tokkar geldi. Vali, yardım aldığımız komutanlar ve ilçe başkanlarımız katıldılar.
Selçuklu Belediye Başkanı Sayın İsmail Öksüzler , Türkiye’nin 2500 kapasiteye ulaştırılacak olan barınağı için çok heyecanlandı ve derneğe 5 milyon bağışladı.
Aradan 2 ay geçti. İl Çevre ve Orman müdürlüğü; bu paraya el sürmeyelim. Veteriner Fakültesi Dekanlığı ile bir protokol hazırlayalım ve bu protokole göre 5 yıl Selçuklu Belediyemiz, barınaktan gönderilen tüm hayvanların tedavisini üstlensin ve parayı biz almayalım, teklifini yaptı. Bize de çok olumlu geldi.
Sayın İsmail Öksüzler’i makamında , Veteriner Fakültesi Dekanı Sayın Veysi ASLAN ile birlikte ziyaret ettik. Protokolu imzaladılar.
Bu protokol beş yıl hiç bozulmadan uygulandı. Öyle ki yenilenen seçimler sonrası ,Selçuklu Belediye Başkanı olan Sayın Adem Esen başkanımız ise sözünü dahi etmeden, Veteriner Fakültesi’nde tedavi gören tüm canların tedavi ücretini ödemeye devam etti.
ŞİMDİ SELÇUKLU BELEDİYE BAŞKANLIĞI GÖREVİNİ SÜRDÜREN SAYIN AHMET PEKYATIRMACI’NIN YENİ YASAYA SARILARAK ,PARKLARDAKİ BİNBİR EMEKLE YAPILAN KEDİ EVLERİNE MAMA DAĞITIMINI ENGELLEMESİNİ, SAHİPSİZ CANLARIMIZ KÖPEKLERİN, ŞEHRİN HASTANE ,OKUL VE CAMİLERDEN UZAK YAPILAN BESLENME ODAKLARINI, MAMASIZ VE BOŞ BIRAKMASINI, YAVRULARIN VE ANNELERİN AÇ KALMASINI NASIL İÇİNE SİNDİRDİĞİNİ ANLAYAMIYORUM!
YÜCE YARATAN BU DÜNYAYI SADECE İNSANOĞLU İÇİN YARATMADI! YARATILAN HER CANLININ; HAYVANIN, BİTKİNİN, DENİZİN, TOPRAĞIN, KAYALARIN, GÖLLERİN, AKARSULARIN, BUZULLARIN YARATILMALARININ BİR ANLAMI VAR.
BU NEDENLE BİRAZ MERHAMET BİRAZ YARATAN SEVGİSİ YÜREKTE OLMALI …!
HAFTAYA , MUSTAFA ÖZKAFA DÖNEMİ VE BARINAKTA HEM CANLAR HEM DE BİZİM İÇİN UNUTULMAYAN ANILARI ANLATACAĞIM.
NOT: SELÇUKLU BELEDİYESİ’NİN SON YASA İLE YAPMASI GEREKENİ YAPARAK ÇOK GÜZEL VE BAKIMLI ,TERTEMİZ, PIRIL PIRIL BİR BARINAK YAPTIĞINI GÖRDÜM. ORADAKİ CANLARIN BÜYÜK BİR MERHAMETLE VE ÇALIŞANLARIN BİLİNÇLE BU İŞİ ZEVKLE , CANLARA SEVGİYLE YAKLAŞTIKLARINI ,CANLARIN DA ONLARA NASIL SARILDIKLARINI İZLEDİM . HEPSİ SAHİPLİ KÖPEKLER KADAR MUTLULAR.
SAYIN AHMET PEKYATIRMACI BAŞKANIMIZI KUTLUYOR VE AYNI MERHAMETİ PARKLARDAKİ KEDİLERE GÖSTERMESİNİ ,MAMA VERDİRMESİNİ VE O EVLERİ KALDIRMAMASINI BEKLİYORUM.
SELÇUKLU BÖLGESİNDE YAŞAYAN DOĞA SEVERLER RAHAT OLSUNLAR . BARINAKTAKİ CANLAR EMİN ELLERDELER.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.